Hazırlık başladı. Giyiniyoruz, çantamız gerekebilecek herşey ile hazırlanmış, S.Ö. pipiden görüntüler alınmış (İleride merak edersen canım oğlum herşeyi gösterecek belgelere ihtiyacım vardı), İrem ananesine teslim edilmiş durumda, evden çıkıyoruz.
Zamanlamamız gayet başarılı. Gereken saatte anne, baba ve oğul oradayız. Bize yabancı olmayan hastanenin 219 no.lu suit odası emrimizde ama o koca odanın yatağında sadece benim minik oğlum ana kucağında uyukluyor. Ya olacakları tahmin ettiği için uyumayı tercih etti ya da aç kalmasın diye en son yedirdiğimiz 240 cc mamanın ağırlığı ile rüyalara daldı.
Hemşireler benim yakışıklı oğlumun cazibesine kapılıp, kan almaktan vazgeçtiler. Derken anestezist geldi, derken bize eve yardıma gelen Çiğdem hemşire ziyarete geldi ve derken çocuk cerrahı- Emirin doktoru geldi. Bizi rahatlatacak sözlerden sonra, Emirimi hazırlamaya başladık. Sünnet olacağını bilmesem şu hastane önlüğü ve boneyi takmasına çok fazla üzülecektim. Nasıl da şirin oldu ama bir daha bu şekilde görmeyi asla istemem. Ve hemşireler oğlumu ay ne şeker vs. diyerek alıp gittiler. Bize de odada oğlumuzu beklemekten başka birşey kalmadı.
Ve oğluşum yaklaşık 40 dk sonra koridorun ucunda başlayan ağlamaları ile bize doğru getirildi. Zaten narkozun ve açlığın etkisi ile ağlayacağına dair uyarılmıştık. 10 dakika kendinde olmadan ağladı ve biberonu ile buluştuğu zaman herşey bitmişti. Ne o içimizdeki sızı ne de onun pipisinde duyduğu bir acı kalmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder