8.09.2010

Okula Başlayan Terrible Two İkizlerim


8 Martta Okullu olduk!

Biraz gelişen olayların sonucu biraz benim hiç bitmek bilmeyen yardımcı dertlerim sonucunda Emİrem’in 2 yaş 3 aylık iken okullu olmalarının kararını verdim.

Dili bozuk, yalancı, hırsız yabancı bakıcılardan, yalan odaklı yaşayan Türk bakıcılardan ümidimi iyice kestikten sonra okula başlamamızın en iyi seçenek olduğuna karar verip, Çekmeköy etrafındaki anaokullarına ufak gezintiler yapmaya başladım. Bütün görüşmelere çocukları taşıdığım gibi annemi de taşıdım. Benim göremediğim iyi ve kötü tarafları görebilmek için.

Çekmeköy kısmen yeni bir yerleşim alanı olduğu için ve boş arazilere konutlandırılan villa tarzı yerleşim alanlarının çoğalmasıyla, en iyi ve sayılı okulların şubeleri burada açılmaya başlandı. Sezin, Küçük Prens, Ütopya, Bilfen, Alev ilk aklıma gelenler. Okul tercihlere sonra yine geri döneriz.,

Benim kuzular daha çok küçük olduğunu göze alırsak ve okul ortamından soğutmamak için okul gibi değil de eğlenceli ev görünümündeki okulları tercih ettim gezerken. Pek çok anaokulu var, kimisi isim yapmış neşe Erberk gibi kimisi tecrübesini konuşturmuş, kimisi mekân ve yapıdan kazanmış. Gezilen o kadar okul arasından sanırım en çok içimize sinen Ayışığının sempatik müdürü, okulun yapısı, bahçenin kullanışlılığı, bahçedeki hayvanlar, öğretmenlerin tecrübesi ve en önemlisi 26/28 yıldır aynı eğitim sistemiyle devam eden bir anlayış ve tecrübe. Burayı bitirdikleri takdirde İst Erkek Lisesine direkt olarak geçebilmeleri.

Oyun grubu bana uymuyordu, benim istediğim her gün getirebileceğim bir okul saatleri. Haftanın 5 yarım günü getirebileceğimde anlaştık. Saat 009-1300 arası. Tabii ki ilk başta alışma dönemi için ilk 3 gün 1,5 saat kaldık. Sonraki 2 gün 2 saat, 2. hafta 2,5 saat derken 3 hafta 0900-1300 arasına dönüş yapabildik. İlk günlerdeki arada anneyi aramalar oldu. Ben diğer benim gibi bekleyen annelerle oturma odasında beklerken arada bir bana uğruyorlardı. İkiz olmanın bir getirisi sanırım, diğer çocuklara nazaran daha az geliyorlardı yanıma; belki uykularını alamadıkları zaman ağırlıklı olarak. Onun dışında birbirlerini gördükleri için bana olan ihtiyaçları her geçen gün azaldı ve 3. haftadan itibaren götürüp, getirmeye başladım. En uzun süren ayrılma faslı oldu. Zamanla onu da aştık tabii ki, şimdi bana el sallayıp, hoşça kal-görüşürüz diyorlar.

Mart-Haziran dönemi 5 yarım gün şeklinde geçti. Bana başta ne kadar iyi geldi dediğim durum, eskisinden zor gelmeye başladı. Onları bırakıp hemen koşa koşa yapmam gereken işlere koşuyordum. Mesela cadde de isem koşa koşa dönüyor, pestilleri çıktığı için okuldan alıp eve gelir gelmez tabii uykuya dalıyorlardı. Ben de onları yatırıp caddeye yarım kalan işime geri dönüyordum.

Yaz okulunun başlaması ile Ceren müdürümüz, tam gün deneyebiliriz dedi. Daha önce aklıma gelmemişti ve bu fikir hoşuma gitti. Eğer olursa 0900-1700 arası 3 günüm olacaktı. Alışkanlıklarımızı unutmadık. İremimim İkea köpeklerinden birini, Emirimin de kurdeleli yastıklarından bir tane nevresim takımlarıyla beraber bıraktım.

Normal okul dönemi mezuniyetinden sonra, yaz okuluna okulda uyuyarak girmiş olduk. Resmen heyecanlandım ve gayet başarılı geçtiğini duyunca çok hoşuma gitti. Hatta kalkınca birbirlerine günaydın bile diyorlarmış.

Çooook hoş.

Hastalanmalar ve tatil hariç, gayet başarılı bir şekilde yaz okullarına halen devam etmekteler.

Haftaya 2010-2011 okul dönemi başlıyor. En güzeli okulda yaz dönemi farklı yaşlarla beraber olarak çok eğlendiler ve yeni şeyleri hızla kendilerine kattılar. Okula gitmek istemiyorum demeler azaldı, beni güzellikle uğurlayan yavrularım var artık J

Bazı ikiz annelerinin feryatlarını duyuyorum, okula gitmek istemiyorlar. Arkamdan ağlıyorlar,… Eğer tecrübeli ve iyi eğitmenlerin olduğu bir okulda ise çocuklarının kısa sürede her şeyin üstesinden geleceklerdir. Hiç merak etmeyin ve biraz bu konuda sabırlı olun.

Hiç yorum yok:

Lilypie Third Birthday tickers