20.06.2010

BAbamızın Gününü Kutlarız



Her ne kadar bu blog meleklerime ait olsa da son zamanlarda yaşadıklarımız ve yazdıklarım da tabii ki benim içimde bulunduğum durumdan fazlaca etkileniyor. Kendi babamın babalar gününü kutlarken sevgili eşimi de unutmadım.
Umarım sen de bu kadar güzellikleri ömürboyu yaşayabilen bir baba olursun...
Son zamanlardan bir kare...



Veee bugün beraber geçirdiğimiz günün sonundan bir hatıra!

Babalar Günün Kutlu Olsun Babacığım!!!
Emİrem


19.06.2010

Babalar GÜNÜ

Ruh halim yeni seçtiğim şablona yansıdı sanırım, kesinlikle içim yağmurlu hatta fırtınalı...
Ben babasız ilk defa Babalar Gününü geçirirken, bana dünyayı cennet kılan meleklerim, babalarına umarım çok güzel bir gün geçirmesine sebep olurlar :)
Ne kadar özelmiş benim babam, her geçen gün bunu daha rahat görebiliyorum ve benim babam olduğu için hem şükrediyorum hem gurur duyuyorum hem de çok özlüyorummm.
Kimse dört dörtlük değildir diye bir laf vardır ve biz bunu zaman zaman kullanırız. Ben bıraktıklarına ve yaşattıklarına baktıkça benim babam 4/4 diyebilirim...
Umarım yarın bizimle olup, bana kuvvet verebilirsin canım babam...
Çok seviyorum seni!

Eeeee bu kadar özel bir insana özel bir yaklaşım yakışırdı. Bunu da benim becerikli annemin ellerine sağlık diyebileceğimiz bir girişim.

Kazım Tunç İlköğretim Okulu, Engin Kosova ANasınıfı 19 Nisan 2010 tarihinde Açıldı.
Hadi Bakalım biraz gezintiye çıkalım.

Evet hep çok özel bir isim-soyadına sahip oldu; kendi gibi özel.

Tabii bu kadar kendini sevdiren bir insanın arkasındaki kadının da kendi kadar özel olması gerekirdi. Son ana kadar bile birbirinize çok yakışıyordunuz. Allah sizi eminim bir sonraki hayatlarınızda da beraber yaşatacak :)

Ve bu güzel yavrular, ne ilk olacaksınız ne de son....



Niye bu kadar gurur duyduğumu anlamışsınızdır artık. Babamın dedem gibi okuttuğu öğrenciler, yaptırdığı okullar, Engin Kosova Lösemi vakfı ve sessiz sedasız kalan bir sürü yardım... O kadar insanı okutan, o kadar insana yardım eden ve tüm insanlarca dua alan bir babam var benim.
Babalar günün kutlu olsun canım BABAMMMM!!!





9.05.2010

Beklenen Dönüş ve Anneler Günü 2010

Eveeet bir başlangıç yapmamız lazımdı ve biz uzunca bir aradan sonra yine karşınızdayız. Ve muhteşem bir günün devamında sizlere kavuşmanında heyecanı var. Hem de de aktaracak ne çok şey birikmiş :)
Zaman akıp geçiyor ve biz hızla büyüyoruz;
Sabah kalktık ve büyüklerimizle kahvaltı için buluşacağız. Ben biraz makyaj ve giyinme sonrası Emirim odaya daldı ve bana baktı:
" Prenses olmuşsun" dedi.
Siz böyle bir günde gelen böylesi özel bir söze karşılık ne yapardınız. Tabii ben de onu yaptım :)
Yoook ağlamadım, oğlumu doya doya sıkıştırarak öptüm ve kokusunu içime çektim. Ve Allahıma şükrettim. Ve canım anneme ve tabii ki canım babama! Ve de eşime :)

Servisin rezalet olmasına kızmamıza ya da içerikle de görünüşle de ya da onun gibi hiçbir şeyle ilgilenmemize gerek kalmadı. Aramızdaki pozitif enerji ve sevgiyle inanılmaz güzel bir gün geçirdik. Son dakika rezervasyonu ile bir yer bulabildik. Bu sabah 11 civarı İstanbulun en kalabalık yerleri, arabaların taştığı yerlere dikkat ettiyseniz hep "Brunch" için gidilen yerlerin çevreleri oldu.
"Brunch" devam ederken arka masadakilerle garson arasında geçen konuşma söyle idi:
- Babalar gününde de burası bu kadar dolu oluyor mu?
- Yok abi, nerdeeee!
Sabah buluşmadan önce benim bir çiçekçim var, anneme babam adına açelya almaya girdim. Benim güzel düşünen, zarif babam anneler günde anneme, anne olduktan sonra gelinine ve tabii ki kızına da açelya alırdı. Bu geleneği sonuna kadar sürdürmeye kararlı ben, çiçekçime uğradım. Neredeyse açelya kalmamış. Neredeyse hiç çiçek kalmamış, içerisi müşteri dolu, sanki salı pazarındayız ve son seçilen çiçekler biraz da gelişi güzel şekilde paketlenmekte!
Ben Ömere sordum:
- Babalar gününde de böyle oluyor mu?
- Yok canım, babalar gününde babalara çiçek alınmaz ki, babalar ne anlar çiçekten...
İçime bir sıkıntı girdi ve sen öyle san dedim.
Babalar gününde de benim canım ince babacığım için sana geleceğim ve senden "açelya" alacağım dedim.
Ömer beni bilir, durumu bilir ve der ki:
- Çok şanslı bir babaymış
- Hayır biz çok şanslıydık, bizim babamız olduğu için diyerek arabaya koşturmaya başladım. Brunch a yetişmek üzere.

Kahvaltıdan sonra beraber bir türlü gelmek bilmeyen meyve tabakları ve kahveler için beklerken, birbirimize ufak hediyeler verdik.
Annem de sağolsun aynı düşünce de davranmış ama malum açelya kalmamış ve harika menekşelerimiz oldu. Ben de kara kara yeni evimizdeki yerini bir türlü sevemeyen çiçeklerimi düşündüm. Ne orkideler ne TT ne digerleri evle barışabilmiş degil. Yavaş yavaş çiçekleri annemin evine taşımaya başlamışken yeni gelen menekşeler...
Ama annemin eli can verir, ondan gelecek çiçekler can buldu; sardunyalar harika bir de gecen hafta getirdiği Bodrum menekşeleri şimdi de menekşeler...
Bu kadının eli her anlamda hünerli idiler ama çiçek konusunda da bir kez daha şahit olarak şaşkına döndüm.
Ne yapsa becerir ve sevgiyle yapar. O yüzden bugün telefonu hiç durmadı. O yüzden tanımadığı ama isteyerek evine yeni misafirleri davet etme güzelliğe sahipti ve karşılığında yine yeni kalper kazandı. İşte benim annem!
Seni çok seviyorum Anneciğim.
Bir reklam müziğindeki gibi aynen :
Bir tek annem olsun, bana birşey olmaz!!

Bu sene ilk defa gerçek anneler günü hediyesi de aldım. Perşembe kuzularımın öğretmeni bugün size hediye hazırlayacağız dedi. Nasıl bir heyecan bastı bana anlatamam. Cuma öğleni zor ettim. Malum cuma trafiği caddeden okula dönmem biraz zaman aldı. Hem geç kalmanın sıkıntısı hem de hediye alacağımın beklentisi ile okula vardığımda üstümdeki terden sırılsıklam olmuştu. Ve beni hediye paketlerine sarılmış 2 hediye bekliyordu.
Sanki beni anlayabileceklermiş gibi bir bakış atıp ve dilim tutulduğu için ne diyeceğimi bilemeden hediyelerimi hızla açtım. Birbirinden güzel 2X2 elle özenle ve öğretmenlerinin yardımlaryla da olsa minicik elleriyle hazırladıkları dünyalar güzeli çerçeveleri ve hazırladıkları kartları aldım.
Ne büyük mutlulukmuş bu dedim içimden. Sarıldım ve sarıldım. Bizimkiler biraz sızlanmaya başladı; uyucam, eve gidelim :)
Demek ki hayatta buymuş bir süre önce ne zormuş dediğim şeylerden sonra gelen ne mutlulukmuş diyebildiğim tablolara dönüşebilmek...
Eve dönerken güvenlikten bana bir kargo paketi verildi, size geldi dediler. Hayırdır dedim içimden, kimden gelmiş diyerek çeşitli fanteziler kurarken; bir de gönderene baktım bir süre önce ikiz anneleri olarak kendimize kolyeler yaptırttığmız mücevherciden jest: gelen bir çift inci küpeler!
Ona da çok mutlu oldum, menekşelerime de, sevgili Arattan gelen (Seçil ve Erdenden) adıma yaptırılan 7 ağaç bağışıma da...

Hem annemin bana verdiği sevgi ve güven ile hem çocuklarımın bana kattığı güç ile sonsuz mutlulukla inanılmaz güzel bir anneler günü yaşadım. Hep söylenen bir şeye bir kez daha inandım:
Annelerin hakkı ödenmez!
Gerçekten de öyle.
Tüm kadınların "Anneler Gününü" Kutlarız.
ÖzlEmİrem




24.01.2010

Mavi Boncuğumuz, Canımız, Birtanecik Dedemiz

Ne güzel fotoğraflara bakıyoruz

Ne güzel hikayeler dinliyoruz o fotoğrafların arasından seçmece

Bize anlatmaya devam et Dedeciğim,

Kafamız dağılsın diye eklediğimiz bu akşam ki fotoğrafların üzerine yenileri ekleyelim Dedeciğim. Hadi bizi daha fazla bekletme Dedeciğim. Her zaman yaptığın gibi mucizeler yarat Dedeciğim. Bize, evine çabuk geri dön lütfen Dedeciğim...Seni çok Seviyoruz Dedeciğim.




İlk Kar ve Kartopu ile Tanışmamız

Karda ayakta durmak ne kadar zormuş!

Aman Allahım zaten ayakta duramadım ve yere çakıldım:=) Biri beni kaldırsın lütfennn!

Ohhh bu hızla seneye annem bize kayak kaymasını öğretecekmiş. Yaşasın!

Ben babamla direkt snowboard yapmaya mı başlasam acaba? Neyse bunu seneye düşünürüz.

Gel hadi biz şimdilik karın tadını çıkaralım.




Oyun Grubu Biz de

Nehircim pijamanı çok beğendim, bir markasına bakabilir miyim?

Yarışı kimin kazandığı belli!! çok eğlenen hepimiz tabii ki!

Biraz da resim yapalım

Beşi zor da olsa bir yerde: Emirem, Uras, Nehir ve Efe Deniz

İşte bugünkü eğlenceye ben şapka çıkarırım :)
Çıkar çıkar...




Şimdi de Annenin Doğumgünü Sırası

Doğumgünü sırası annemde ama biraz başrolünü ben kapayım!

Ne güzel bir fotoğraf oldu bu anne!

Şimdi pasta üfleyeceğiz. Bir saysak mı kaç mum var?

Boşver annemizi mi üzeceğiz, üfleyelim gitsin!

Ve mutlu son...




RKM (Rahmi Koç Müzesi)

Kültürel gezilerimiz devam ediyor.

Merak içinde oynayabileceğimiz mekanların peşindeyiz.


Tercihim arabalar.


Özellikle de antika olanlar!



Centilmenlik Yarışı

Urasların bahçesindeyiz. Ve ben son odel araba binmişim. Bir de ne göreyim lastiklerim patlamış. Bir seslenmemle Emir ile Uras koşa koşa geldi.


Beni yolda bırakmamak için ellerinden geleni ardına koymadılar ve centilmenlikleriyle benden tam puan aldılar.

Gözlüksüz? Asla dönemi

Kasım ayının pastırma yazı uzun sürdü biliyorsunuz hatta aralık ayı mı desem. İşte o günlerde gözlüğümle dolaştığım günleri bugünkü karlı hava da özlemle anıyorum :)

Kim Doktor Kim Hasta

Doktorumuza gitmeden önce biraz alıştırma yapalım dedik!



Ama kim hasta kim doktor karar veremezsek biraz zor oynarız bu oyunu. Yazı tura mı atsak?

20.01.2010

Ve Yılın Son Fotoğrafları

Söylenecek fazla birşey yok.
Böyle iyiydik 2009, sakın kendini yaşattıklarınla aratma :)
Ama üzüntü ve sıkıntılarınla da geri de kalmayı bil!
Hadi bakalım 2010, yürü koçum seni kim tutar, beni ve meleklerimi kim tutar ?
:)



HERKESE GÖNLÜNDEKİ GÜZELLİKLERİ VERSİN BU SENE DE !
HOŞGELDİN YENİ YIL!!!
YAVAŞ YAVAŞ GEÇ EMİ YENİ YIL, HEMEN ESKİME
AMA İYİLİKLERİNLE HEP...

Hediye Çetesi

O gecenin hediye çetesi Emir ile Arat! Uzun süre yeni oyuncaklarını başından ayrılamadılar.




Taa ki paylaşmakta zorluk çekene kadar!
Çok tatlıydınız bütün gece; gecenin tatlısı Prof-it- Erol halt etmiş!!!

Yılbaşı Çerezi

Bu kuzu bu akşam çok çerezlerden yemesinden mi bilinmez, çerez gibiydi. Fındık + Fıstık+
Üzüm. İrem Hanım, üstünüzdekiyle tam bir hediye olma durumlarınız var. Sizi yerler!

Her Telden

Tüm geceyi özetleyen bir tanımlama yapalım :"Her Telden"
Giden gelen, uğrayan kalan kalmayan, ağlayan, gülen, okuyan, seyreden, yiyen, içen, dans eden, hediye açan, telefonlarına cevap vermeye çalışan, telefonla uzaklara ulaşmaya çalışan, fotograf ceken, video çeken, ilerleyen saatleri planlayan, yatmayı çoktan düşünmeye bile başlayan...
Her teldendik ama çok içten ve iyiydik.
Hoşgeldin 2010!

Yılbaşı Partisine Giderken

Bu yılbaşı yine ananelerdeyiz. Yine masasının zenginliğine diyecek yok ananemizin. Hem çalışıp, hem de bu kadar zaman fakirliği arasında nasıl olur da hepimize yetişebiliyor pes diyoruz. Ve yeni öğrendiğimiz bir kelime daha olarak hafızalara ekliyoruz.
Evden çıkmadan önce babamla bir fotoğrafımız olsun istedi annemiz. Kendini yine feda ediyor :) Ve arkadan söyleniyor, "çocuklar benim varlığımın hiç resimlere yansıtılmış şeklini göremeyecekler"...
Lilypie Third Birthday tickers